TR
  • English
  • Türkçe
  • українська
  • русский язык
  • العربية
  • 中文 (Zhōngwén), 汉语, 漢語
  • español, castellano
  • فارسی
  • Deutsch
  • Français
  • gör

    Adana

    Adana zengin bir tarihe, antik kentlere, ören yerlerine, müzelere, kalelere, köprülere, tarihi çarşılara, konaklara, camii ve kiliselere, milli parklara, tabiat koruma alanları ve yaban hayatı geliştirme sahalarına, mesire alanlarına, yaylalara, şelaleye, akarsu ve göllere, şifalı su kaynaklarına, dağlık alanlara ve kıyılara özetle kültür turizmi ve doğa turizmi özelliklerinin hemen hemen hepsine sahip önemli turizm varlıklarına sahiptir. Adana kültür ve sanat etkinlikleri, yemek kültürü, geleneksel el sanatları, festivalleri, fuarları bakımından da zenginlik göstermektedir.

    Anavarza Antik Kenti 

    Kozan ilçe merkezinin 28 km. güneyinde Dilekkaya Köyü’nde yer almaktadır. M.Ö. 1. yy.da Romalılar bu bölgenin idaresini Vassal kral olarak atadıkları Tarkondimotos'a bırakmışlardır. Antik Kent M.Ö. 17 yılında Roma hâkimiyetine girdikten sonra büyüyüp gelişerek Anadolu’nun en önemli metropollerinden biri konumuna yükselmiştir. Antik kentin sütunlu caddesi, hamamı, kilise kalıntısı, tiyatro, amfitiyatro, stadyum, suyolları ve kaya mezarları, kentin batısında bulunan nekropol ve antik yol, deniz tanrıçası Thetis’e ait havuz mozaiği, 3 girişli zafer takı ve ovanın ortasında bir ada gibi yükselen tepe üzerindeki Ortaçağ kalesi önemli eserleridir. Anavarza dağının üzerinde yer alan ve birkaç kompleksten meydana gelen kale, dağın eteğindeki düzlükte kurulmuş olan ve etrafını çeviren surlar kentin akropolisi durumundadır. Dünyanın günümüze kadar gelebilmiş en eski tıp-eczacılık kitabının yazarı olan hekim Dioscurides, Anavarza’da yaşamıştır. Anavarza Antik Kenti, UNESCO Dünya Miras Geçici Listesine 2014 yılında kaydedilmiştir.

    Adana Müzesi

    Müze 1924 yılında kurulmuştur. Bölge müzesi olması nedeniyle müzede, Adana çevresi ile Kahramanmaraş, Tarsus, Mersin kentlerinde yapılan arkeolojik kazılarda ortaya çıkan eserler sergilenmektedir. Milli Mensucat Fabrikası’nın bulunduğu alan yeni müze olarak düzenlenmektedir. Yeni müze kompleksi içerisinde ilk etapta Arkeoloji ve Mozaik müzeleri açılmış olup; ikinci etapta ise Kent ve Etnografya, Tarım, Sanayi Müzeleri ile konferans salonları, kütüphane, sinema salonu, kafeterya ve çocuk oyun alanları gibi sosyal tesisleriyle de Türkiye’de örnek bir müze olacaktır.

    Aziz Paul Kilisesi 

    Seyhan İlçesi Tepebağ Mahallesi Çakmak Caddesi’nde yer alan Bebekli Kilise 1880-1890 yılları arasında Saint Paul adına bazilikal planda yapılmış bir İtalyan Katolik Kilisesidir. Kilisenin giriş cephesinin çatısında 2,5 m boyunda tunçtan yapılmış Meryem Ana Heykeli olan bir akroter bulunmaktadır. Halkın bu heykeli bebeğe benzetmesi nedeniyle “Bebekli Kilise” olarak anılmaktadır. 

    Yağ Camii ve Külliyesi 

    Seyhan İlçesi Ali Münif Yeğenağa Caddesi’nde yer almaktadır. Saint Jacque adına yaptırılmış bir Haçlı Kilisesi olup, kitabeye göre 1501 yılında Ramazanoğlu Halil Bey tarafından camiye çevrilmiştir. Aynı avlu içerisinde camiye bitişik eski kilise ve medresesiyle birlikte külliye oluşturmaktadır. Bir zamanlar Eski Cami olarak bilinen yapı önünde yağ pazarı kurulduğu için sonradan bu ismi almıştır. 

    Ulu Camii ve Külliyesi 

    Seyhan İlçesi Kızılay Caddesi’nde yer almaktadır. Ramazanoğlu Beyliği Dönemi’nde Ramazanoğlu Halil Bey tarafından 16. yüzyılda inşa edilmiştir. 1541 yılında Piri Mehmet Paşa tarafından genişletilerek onarılmıştır. Selçuklu, Memluk ve Osmanlı mimari özelliklerinin görüldüğü Ulu Camii türbe, asıl ibadet mekânı, avlu ve batıdaki dikdörtgen planlı eski yapı olmak üzere üç bölümden meydana gelmektedir. 1508 yılında caminin doğusuna kubbeli bir türbe yapılmıştır. Medrese 1540 yılında Ramazanoğlu Piri Paşa tarafından yaptırılmış klasik Osmanlı medreseleri planındadır. 

    Ramazanoğlu Konağı 

    Seyhan İlçesi Kızılay Caddesi’nde Ulucami Külliyesi içinde yer almaktadır. Konak, giriş kapısındaki Yazıta göre 1495 yılında Ramazanoğlu Halil Bey tarafından yaptırılmıştır. Piri Paşa Vakfiyesinde yüksek ve büyük bir bina olduğu, bahçe içindeki yapının kışlık ve yazlık olarak inşa edilmiş olduğu belirtilmiştir. Yavuz Sultan Selim’in Mısır ve 4. Murat’ın Bağdat seferlerine giderken burada üçer gece kaldıkları bilinmektedir. Adana’nın en eski konut yapısıdır. 

    Büyük Saat Kulesi 

    Seyhan İlçesi Ali Münif Caddesi’nde yer almaktadır. 1881 yılında Ziya Paşa tarafından yapımına başlanmış olup 1882 yılında Adana Valisi Abidin Paşa zamanında tamamlanmıştır. 32 metre yüksekliğinde tuğla ve kesme taştan yapılan saat kulesi halk arasında “Büyük Saat” olarak bilinmektedir.

    Büyük Saat Kulesi yakınında Anadolu’nun en eski geleneksel kapalı pazarlarından biri olan Kazancılar Çarşısı’nın ziyaret edebilirsiniz. 

    Taş Köprü 

    Seyhan Nehri üzerinde yer alan köprü Seyhan ve Yüreğir ilçelerini birbirine bağlar. Roma İmparatorluk Dönemine ait Taşköprü Adana’nın en önemli simgelerinden biridir. Adana Arkeoloji Müzesi’nde bulunan kitabesine göre 1700 yıllık olan köprü Roma İmparatorluk Dönemi’nde “Auxentios” adlı bir mimar tarafından yaptırılmıştır. Dünyanın hala kullanılan en eski köprüsü unvanına sahiptir. 2006 yıllında geçirdiği onarımdan sonra köprü araç trafiğine kapatılmıştır. Köprü 319 m. uzunluğunda 11.4 m. genişliğindedir. Köprünün 21 yuvarlak kemerinden bugün 14 tanesi görülebilmektedir. 

    Kız Lisesi (Askeri Rüştiye Mektebi) 

    Seyhan ilçesi Debboy Caddesi’nde Seyhan Nehri kıyısında, Taş Köprü’nün güneyinde yer almaktadır. Sultan Abdülhamit zamanında Adana Valisi Abidin Paşa tarafından 1881 ‐1883 tarihleri arasında Askeriye Rüştiye (askeri ortaokul) olarak yaptırılmıştır. 1885 yılında lise bölümü de eklenmiş ve Adana Mülki İdadi Mektebi adını almıştır. 1908 yılında okulun adı Mektebi Sultani olmuştur. 1923 yılında ise okul, Adana Lisesi adını almıştır. 1934 yılından 1998 yılına kadar yatılı Kız Lisesi olarak hizmet vermiştir. 2005 ‐ 2006 yıllarında restore edilen bina Kültür Sanat Merkezi olarak hizmete açılmıştır. 

    Tepebağ Evleri 

    Seyhan ilçesi Tepebağ Mahallesi’nde yer almaktadır. Tepebağ Höyük Adana’nın en eski yerleşim yeridir. Höyükte antik kalıntıların yanı sıra Osmanlı sivil mimarisinin örneklerinden olan Tepebağ Evleri’ne rastlamak mümkündür.

    New York The Metropolitan Museum of Art’ta sergilenen Mısır Orta Krallık Dönemi 12. Hanedanlığına (M.Ö.1900) ait Hemşire Sitsnefru (Satsneferu) heykelciği Tepebağ Höyükte bulunmuştur.

    Sabancı Merkez Cami 

    Seyhan ilçesi Reşatbey semtinde Seyhan Nehri’nin batı kenarında yer almaktadır. 1988‐1998 yılları arasında inşa edilmiştir. Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun en büyük camilerinden biri olan Sabancı Merkez Camii’nin 4 tanesi üç, iki tanesi iki şerefeli 6 minaresi bulunmaktadır. Klasik Osmanlı Mimarisi ile inşa edilen caminin kubbe sistemi özgündür. Camiyi süsleyen çiniler, vitraylar ve altın varak yazılar görülmeye değerdir. 

    Seyhan Nehri ve Baraj Gölü 

    Seyhan Barajı, eski Adana'nın 15 km yukarısında 850.000 dönüm araziyi ve Adana'yı Seyhan Nehri'nin sebep olabileceği su baskınından kurtarmak amacı ile yapılan toprak dolgu tipi barajdır. 2006 yılından beri Türkiye Offshore Şampiyonası'nın ikinci ayağına ev sahipliği yapmaya başlamıştır. Doğa yürüyüşü, sportif olta balıkçılığı, su sporları, yamaç paraşütü, bisiklet turları etkinlikleri gerçekleştirilebilir. Baraj gölü kenarında Adana’nın sıcak yaz günlerinde bici bici yiyerek serinleyebilir, çay bahçelerinde çayınızı yudumlayabilir ya da restoranlarda enfes Adana yemeklerini tadabilirsiniz. 

    Kapıkaya Kanyonu 

    Karaisalı ilçesinin Kapıkaya Mahallesi sınırları içerisinde kalmaktadır. Kanyon, Adana’ya 40 km. uzaklıktadır. Yaklaşık 200 m. yüksekliğinde olan kanyonun ortasından NiğdeUlukışla’dan doğan Çakıt Çayı geçmektedir. 20 km. uzunluğundaki kanyonun, 7 kilometresi yürüyüşe açık hale getirilmiştir. Kanyonun etrafı zakkum, çınar ve çam ağaçları ile çevrili olup, kanyon yürüyüş yapanlar, yamaç tırmanışı yapanlar ve fotoğraf meraklıları için görülmesi gereken bir yerdir.

    Varda Köprüsü 

    AdanaAnkara istikametinde, Karaisalı ilçesi Hacıkırı Köyü’nün yaklaşık 2 km. kuzeyinde bulunan Varda Köprüsü halk tarafından Koca Köprü veya Alman Köprüsü olarak anılmaktadır. Osmanlı Hükümdarı 2. Abdülhamit ile Alman İmparatoru Kaiser Wilhem tarafından imzalanan sözleşme ile İstanbulBağdatHicaz Demiryolu hattını tamamlamak üzere 1888 yılında başlatılarak 15 yıl süren çalışmalarla inşa edilmiştir.  Köprü 99 m. yüksekliğinde ve 172 m. uzunluğunda olup derin bir vadiyi birbirine bağlamaktadır. Çeşitli yerli ve yabancı filmlerde de yer alan Köprünün yapım sürecinde 21 işçi ve bir alman mühendis çeşitli sebeplerle hayatını kaybetmiştir. Varda Köprüsünün bir diğer önemli ve ilginç özelliği ise düz bir köprü olmayıp virajlı olmasıdır. 

    Belemedik Yaylası 

    Pozantı'ya 10 kilometrelik Anbaş Köyü içinden geçen stabilize yolla ulaşılır. Çakıt Çayı kıyısında kurulmuş yaylada ahşap ve taştan yapılmış yayla evleri bulunmaktadır. Yaban hayatı yönünden zengin olan yaylada yaban keçisi, yaban domuzu ve yırtıcı kuşlar gözetlenebilir. Belemedik tren istasyonu ve çevresindeki binalar BerlinBağdat tren hattının yapıldığı dönemde inşa edilmiştir.

    Misis Höyük ve Köprüsü 

    Adana il merkezinin 27 km. doğusunda, Yüreğir ilçesi Yakapınar Beldesi sınırları içerisinde yer almaktadır.

    Mopsuhestia Antik Kenti’ni Truva kahramanlarından Mopsos’un kurmuş olduğu söylenmektedir. Mopsos, savaşın ardından buraya gelerek kenti baştanbaşa onarmasından dolayı kente Mopsos’un yurdu anlamına gelen Miopsusestia olarak anılmaya başlanmış, bu isim zaman içinde değişerek Misis adını almıştır.

    Misis Höyük’te yapılan kazı çalışmaları ile yerleşim tarihinin MÖ. 7.000’li yıllara kadar uzandığı belgelenmiştir. Höyük Kalkolitik, Eski Tunç Çağı, Hitit, Demir Çağı, Hellenistik Dönem, Roma Dönemi ve Ortaçağ’da yerleşim görmüştür. Kent Roma ve Bizans Dönemi’nde önemli bir merkez olmuştur. Kent Ceyhan Nehri’ne bakan kireçtaşı sırt üzerinde ve Ceyhan Nehri’nin doğu ve batı kenarına kurulmuştur. Köprü M.S. 4. yy.da Roma İmparatoru Flavius Julius Constantius tarafından Ceyhan Nehri’ni aşmak için dokuz gözlü olarak yaptırılmış, M.S. 6. yy.da Bizans İmparatoru I. Justinian tarafından onarılmıştır. Misis’te, kenti doğu batı yönünde bağlayan dokuz gözlü taş köprü, akropoldeki surlar, su kemerleri, hamam, kaya mezarları, kentin kuzeyinde stadion, güneyinde tiyatro kalıntısı ve Selçuklu Dönemine ait Havraniye Kervansarayı önemli ayakta kalan eserlerdir.

    Köprü ile ilgili bir efsaneye göre ölümsüzlük ilacını bulan Lokman Hekim köprüden geçtiği sırada ölümsüzlük ilacının formülünün yazılı olduğu kağıdı nehre düşürüp kaybettiği rivayet edilir.

    Yılankale 

    Adana'nın 40 km. doğusunda, Ceyhan'a 13 km. mesafede ve Ceyhan Nehri kenarında önemli bir kaledir. Bizans döneminde Çukurova Ovası'nda bir tepe üzerine inşa edilmiştir. Yapının kimler tarafından yapıldığı bilinmemekle birlikte Ortaçağ eseri olduğu belirgindir. Halep ticaret yolu ve İpek Yoluna bağlantı rotası üzerinde önemli ticari aksları kontrol edebilme özelliğine sahiptir. Orta Çağda 11. yüzyılda yapılmış Haçlı kalelerindendir. Ramazanoğlu Beyliği Döneminde 1357'den itibaren terk edilen kalenin adı Kovara iken 1671 yılında buradan geçen ünlü Türk gezgini Evliya Çelebi kaleyi Şahmeran Kalesi olarak tanıtmıştır. Efsanelerde adı geçen Şahmeran, başı insan bedeni yılan olan yılanların efendisi olan bir yaratıktır. 

    Kurtkulağı Kervansarayı 

    Ceyhan’ın 12 km. güneydoğusunda, Kurtkulağı Köyü’ndedir. 17. yy başında Hüseyin Paşa tarafından, Halep Kervan Yolu üzerinde yaptırılmıştır. 1659 yılında mimar Mehmet Ağa tarafından onarılmıştır. Kurtkulağı Kervansarayı Menzil Han olarak da bilinmektedir. 

    Aigeai Antik Kenti 

    Yumurtalık ilçe merkezinde yer alan Aigeai antik dönemde Kilikya Pedias (Ovalık Kilikya) bölgesinde, Ceyhan Nehri’nin doğusunda, İskenderun Körfezi’nin batısında önemli bir liman kentidir. Kent Hellenistik Dönemde Aigeai, Roma Dönemi’nde Aegeae, Orta Çağ’da Ajazzo, Lajazzo sonraki dönemlerde ise Ayas ismini almıştır. Kent sikkelerine göre kentin tarihi M.Ö. 2.yy.a kadar uzanmaktadır. Antik dönem yazarlarından Pausanias, Tacitus ve Strabon eserlerinde Aigeai antik kentinden bahsetmişlerdir. Aegeae Roma imparatorluk döneminde özgürdü ve stratejik öneme sahip donanma üssü olarak kullanılmıştır. Antik dünyanın 3 büyük Asklepios Tapınağından biri bu kenttedir. Kentin sağlık merkezi olan Asklepion’u ünlüdür. M.S. 215 yazında kenti ziyaret eden İmparator Caracalla’nın bu Asklepion’da dertlerinden kurtulduğu yazılıdır. Tarihte ilk tıp eğitiminin verildiği Asklepion isimli tapınak-hastanelerinden biri burasıdır.

    Kentin görülebilen kalıntıları Ayas Liman Kalesi, Deniz Kalesi, Süleyman Kulesi, sur kalıntıları, hamam kalıntıları, sütunlu cadde, kaya mezarları ve lahitler, adak taşları, yuvarlak sunaklar, künkler, heykel parçaları, değirmen taşları, yazıtlar ve mimari yapı elemanlarıdır. Yapılan kazı çalışmalarında bir grup mozaik açığa çıkmıştır. Mozaiklerde Eros (aşk tanrısı), hippokampos (denizatı) ve balıklar betimlenmiş ve şu an Adana Müzesi’nde sergilenmektedir.

    Süleyman Kulesi

    1536 yılında Osmanlı İmparatoru Kununi Sultan Süleyman zamanında yapıldığı üzerindeki kitabeden anlaşılan kulenin o zamanlardaki ismi “Yarakha-i Kala-i Ayas” yani “Silahlı Ayas Kalesi” olması askeri amaçlarla kullanıldığını göstermektedir. Restore edilen kulenin alt tarafındaki falezlerde ise tarihi kaya mezarları bulunmaktadır.

    Yumurtalık Tabiatı Koruma Alanı ve RAMSAR Alanı 

    Yumurtalık lagünlerinin temel özellikleri tuzcul bataklıklar, tatlı su bataklıkları, çamur düzlükleri, sazlıklar, kumullar ve bir çam ormanından oluşan dev bir sulak alan sistemidir. Başlıca sulak alanlar Yumurtalık Lagünü, Yelkoma Gölü, Ömer Gölü, Yapı Gölü ve Darboğaz Gölü’dür. Turaç, akça cılıbıt ve küçük sumru popülasyonuyla önemli kuş alanları statüsü kazanır. Alana değer kazandıran statüler; Tabiatı Koruma Alanı, Ramsar Alanı, Önemli Kuş Alanı ve Önemli Bitki Alanı olmasıdır. Yumurtalık lagünlerinde kuş gözlemciliği, bitki gözlemciliği etkinlikleri gerçekleştirilebilir. 

    Magarsus Antik Kenti 

    Magarsus Antik Kenti Adana’ya 49 km. uzaklıktaki Karataş ilçesinin 4 km. batısında Dört Direkli mevkiinde yer almaktadır. Kent, M.Ö. 5. yy’ dan itibaren sürekli yerleşim gören kentin Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait yazıtlar ile sikkeler ile diğer resmi belgelerde kentin ismi hep Mallos olarak geçmektedir. Strabon’a göre Troia Savaşı’ndan sonra bölgeye gelen Kilikyalı Mopsos ile Yunanlı Amphilokhos kenti kurarlar.

    Antik Kilikya’nın önemli kentlerinden Mallos’un dini merkezi olan Magarsus tapınaklarıyla tanınmış, özellikle Büyük İskender’in dua ettiği Athena Tapınağı ile ün kazanmıştır.

    Etrafı surlarla çevrili, ızgara planlı bir kent tasarımına sahip olan Magarsus’ta, kalıntıları Antik Çağ’dan günümüze ulaşmış yapılar; kent suru, Ortaçağ Kalesi, Athena Magarsia Tapınağı, tiyatro, stadion, sarnıç, Bizans ve Osmanlı hamamlarıdır. Kent Antik Yunan, Roma ve Bizans Dönemlerinde önemli bir yerleşim yeri olmuştur. Son yıllarda açığa çıkarılan Antik Tiyatro görülmeye değer önemli kalıntılarıdır.

    Akyatan Yaban Hayatı Geliştirme Sahası ve RAMSAR Alanı 

    Karataş ilçe sınırları içerisinde yer alan Akyatan Lagünü Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından 1987 yılında Yaban Hayatı Koruma ve Üretme Sahası ilan edilmiş, 2005 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’na dönüştürülmüştür. Adana’daki en büyük lagündür. Özellikle su kuşlarının uygun yaşama ortamına sahiptir. Bu alana uluslararası öneme sahip sulak alanların korunması sözleşmesi olan Ramsar sözleşmesi kapsamındadır. Turaç, Saz Horozu, Kocagöz, Yaz Ördeği, Akça Cıbılıt, Mahmuzlu Kız Kuşu, Küçük Sumru, Flamingo, Suna, Fiyu, Dikkuyruk, Sakarmeke gibi kuş türleri burada barınmaktadır. 

    Akdeğirmen

    Karataş İlçesi Kızıltahta Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Değirmenin Roma Dönemi’nden kalma bir köprü üzerine yapıldığı ileri sürülmektedir. Akdeğirmen Ceyhan Nehri’nin en dar kesimlerin birinde nehrin içine doğru uzanmış taştan 6 kemerli yarım köprü ve üzerine inşa edilmiş değirmen yapısındanoluşmaktadır. Değirmen yapısının doğu ve batı duvarından 7 adet pencere bulunmaktadır.

    Kozan (Sis) Kalesi 

    Kozan ilçesinin merkezinde yer alan kale kalkerden dik bir tepe üzerinde ovaya hâkim bir konumdadır. Bölgenin en eski kalelerinden biri olan Kozan Kalesi iki grup halinde inşa edilmiş 44 kule ve burcu bulunmaktadır. Her 3 yılda bir burada yapılan vaftiz yağı çıkarma törenleri nedeniyle, Hristiyan dünyası için önemli bir merkez olmuştur. 

    Kozan Kalesi’nde yapılan Menengiç Kahvesi’nin eşsiz bir tadı vardır.

    Küp Şelaleleri 

    Aladağ ilçesine 37 km mesafede 10 adet şelaleden oluşan Küp Şelaleleri, çevresinde her mevsim farklı renklere bürüne ormanları, buz gibi akan suyun görüntüsü ve kuş seslerinin birbirine karıştığı büyüleyici atmosferi ile doğa severleri kendine çekmektedir.

    Akören Ören Yeri

    Aladağ İlçesine bağlı Akören beldesindedir. Akören 1 ve Akören 2 olarak adlandırılan iki yerleşim yeri bulunmaktadır. Bölgenin bir dini merkez olarak kullanıldığı, günümüze ulaşan çok sayıda kilise kalıntısından anlaşılmaktadır. Kilisenin apsisi ve bazı dış duvarları ayaktadır.

    Feke Kalesi 

    Feke ilçe merkezinin 6 km. kuzeydoğusunda sarp bir tepe üzerinde yer alan kale, 12. yüzyılda Bizanslılar tarafından yaptırılmıştır. Dikdörtgen bir plana sahip olan kalenin sekiz burcu ve bir gözetleme kulesi bulunmaktadır. Kale içinde yapı kalıntıları bulunmaktadır. Kalenin giriş kapısı güney yöndedir.

    Obruk Şelalesi 

    Saimbeyli ilçesinde bulunan Seyhan Nehri'nin bir kolu olan ve Göksu'ya dökülen Obruk Şelalesi, çam ve çınar ağaçlarının gölgelediği kayalardan akarak tesislere gelenlerin gözlerine hitap eden şelaleden akan sular ziyaretçileri mutlu etmektedir.

    Şar Komana Antik Kenti 

    Adana’nın Tufanbeyli ilçesi’ne 20 km. mesafede bulunan Şar Köyü sınırları içerisindedir. Hitit, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait bir yerleşim yeridir. Kizzuwatna ve Hitit Döneminde önemli bir dini merkezdir. Bölgede Roma eserleri ayakta kalabilmiştir. Tiyatro, Heroon (Kırık Kilise), Korinth Tapınağı (Ala Kapı) önemli tarihi kalıntılarındandır.